Sosyal Sorumluluk Standardı 8000, son yıllarda adından söz
edilmeye başlanan bir yönetim sistemidir.
Türkiye’de henüz çok yenidir. Bu standart ile belge alan yerli
kuruluş sayısı ise iki elin parmakları kadardır.
Rekabet parametreleri arasına kalite ve maliyet kadar, sosyal
sorumluluklara ve ahlaka uygun faaliyet göstermek de girmeye başlayınca,
gündeme taşınmıştır. Gelişen iletişim
teknolojileriyle birlikte daha da güçlenen sivil toplum örgütlerinin,
ekolojik çevreye zararlı, işgücü-yoğun eski
teknolojilerini gelişmekte olan ülkelere transfer ederek, hem gelişmiş
ülkelerin hukuki düzenlemelerinden kaçan, hem de ucuz iş gücü
sayesinde yatırımlarının ömrünü uzatmayı amaçlayan
uluslararası işletmeler üzerinde, artan baskılarının
bu standardın ortaya çıkmasında önemli bir etkisi olduğu
söylenebilir. Son yıllarda giderek artan kalite bilinci de bu gelişmeyi,
“kaliteli ürünler, ancak iş görenlerin mutlu olduğu çalışma
koşullarında üretilebilir” savıyla desteklemiştir.
İşletmelerin müşterilerine “daha kaliteli ve güvenilir
ürünler sunma” sorumluluğunu vurgulayan ISO 9000 ve doğal çevreye
karşı olan sorumluluklarını düzenleyen ISO 14000 ,
İş Sağlığı ve Güvenliği OHSAS 18001
serileri gibi standartların varlığı öteden beri
bilinmektedir. Bu yazımda, “Sosyal Sorumluluk 8000 Standardı”
ve standardın kapsamı, tanımı ve yaygınlaşmasına
katkı sağlamak amacıyla “işgörenlere” karşı
olan sosyal sorumluluklar ve Türkiye’deki mevcut durum konu
edilecektir..
SA 8000 nedir?
SA 8000 Merkezi Manhattan, Newyork’ta bulunan SAI (Social Accountability
International New York) Uluslarararsı Sosyal Sorumluluk Örgütü, önceki
ismiyle CEPPA (Council on Economic Priorities Accreditation Agency)
Ekonomik Öncelikler Konseyi Akreditasyon Bölümü tarafından Ekim
1997 yılında içinde, işçi sendikaları, insan hakları
ve çocuk hakları örgütleri , akademisyenler ve işverenlerin
de bulunduğu bir çalışma grubu tarafından, çalışanların
temel haklarını garanti altına almayı amaçlayan işletmeler
için SA 8000 Sosyal Sorumluluk Standardı (Social Accountability
8000) yayınlanmıştır. Bu standart, bazı ILO sözleşmeleri,
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi
ve Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi
temel alınarak oluşturulmuştur. SA 8000 Standart'ı işveren,
tedarikçi, müşteri ve topluma karşı sosyal sorumluluğu
belirliyor.
SAI; gönüllülük esasına bağlı denetlenebilir bir
standard geliştirme, uygulama ve gözetme amacıyla kurulmuş,
kar amacı gütmeyen bir kuruluştur.
Sosyal Sorumluluk Kavramı
Sosyal sorumluluk kavramı kısaca, bir işletmenin
faaliyette bulunduğu ortamı koruma ve geliştirme
konusundaki yükümlülükleri olarak tanımlanabilir.
SA 8000, mal ve hizmet üretiminde etik unsurları garanti altına
alan bir standarttır ve tüm sanayi kollarında, çalışma
hayatına dair uygulamalarla ilgili sosyal sorumluluklarını
yerine getirdiklerini kanıtlamak isteyen her büyüklükte işletmeye
uygulanabilir. SA 8000'in, işletmenin imajını korumak ya da
düzeltmek, çalışanların moralini ve verimliliğini
artırmak, müşterilerin beklenti ve ihtiyaçlarını karşılamak
ve rekabette üstünlük sağlamak, çalışan ile yönetim
arasındaki iletişimde, ürün kalitesinin iyileştirilmesinde,
tedarikçi ve taşeronlarla ilişkilerin iyileştirilmesi,
bilgi akışının düzenlenmesi ve tüketici güveninin
artırılması gibi faydaları bulunmaktadır.
Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) sözleşmelerini
ve ulusal yasaları temel alan SA 8000 standardı; çocuk işçilik,
zorla çalıştırma, sağlık ve güvenlik, örgütlenme
özgürlüğü, disiplin uygulamaları, ayrımcılık,
çalışma saatleri ve ücretlendirme konularında asgari
şartları belirlemektedir.
SA 8000 Standardının oluşumu
SA 8000, ISO 9001 ve ISO 14001’i örnek alan, performans koşulları
kadar prosedür ve sistem koşullarını da önemseyen, yönetim
sistemi ile davranış kodunun bileşimi bir standarttır.
SA 8000, dört bölümden oluşmaktadır. İlk bölüm
standardın “amaç ve kapsamı”nı tanımlamakta,
ikinci bölümde, bir işletmenin belge almaya hak kazanabilmesi için
standarda ek olarak uymak zorunda olduğu yerel yasaları,
Uluslararası Çalışma Örgütü’nün temel düzenlemelerini
ve Birleşmiş Milletler Anayasasını belirtmekte; üçüncü
bölüm, standartla ilgili “işletme”, “tedarikçi”, “çocuk
işgören” ve “zorla çalıştırılan işgören”
gibi kavramları tanımlamakta, son bölüm ise, işletmenin yönetim
sistemini uygularken ve belge alırken uymak zorunda olduğu genel
koşulları açıklamaktadır.
İşletmelerin uymak zorunda oldukları bu koşullar
aşağıdaki gibi sıralanabilir
Çocuk işgören. 15 yaşın altında çocuk işgören
çalıştırılamaz. Bu yaşın üzerindeki çocuk
işgören eğer okula da devam ediyorsa, iş için harcayacağı
toplam zaman, günde (iş+okul+ulaşım dahil) 10 saati geçemez.
Zorla çalıştırılan işgören. İşletme
zorla işgören çalıştıramaz veya işgörenlerin,
kimliklerini ya da belli bir “deposit”i işletmeye bırakmalarını
isteyemez.
Sendika kurma ve toplu pazarlık hakkı. İşgörenler
sendika kurma, sendikaya katılma ve toplu pazarlık hakkına
sahiptirler.
Çalışma saatleri. İşgörenler haftalık 48
saatten fazla çalıştırılamaz ve (kısa dönemli
olağan üstü iş koşulları hariç) fazla mesailer,
haftalık 12 saati geçemez.
Maaş ve ücretler. Ücretler en azından ülkenin “asgari ücret”
seviyesinde ve personelin temel ihtiyaçlarını karşılamaya
yetecek kadar olmak zorundadır.
Sağlık ve güvenlik. İşletme, sağlıklı
bir çalışma ortamı sunmak, kaza ve yaralanmaları önleyici
tedbirleri almak, sağlık ve güvenlik eğitimi vermek, temiz
sağlık tesisleri ve içilebilir su sağlamak zorundadır.
Ayırımcılık ve disiplin uygulamaları.
İşgörenler cinsiyet, etnik köken vb nedenlerden dolayı
farklı muameleye tabi tutulamaz ve işgörenlere dayak, küfür
vb. fiziksel ve psikolojik baskı uygulanamaz.
İşletmelerin tek başlarına standarda uymaları
yeterli olmayıp, birlikte çalıştıkları üretici
ve tedarikçi işletmelerin de uyması gerekmektedir.
SA 8000 Standardina Niçin Gerek Duyuldu?
SA 8000 Standardı’na ihtiyaç duyulmasının nedenleri,
gelişmekte olan ülkelerdeki kötü çalışma koşullarının
artık göz ardı edilemeyecek bir boyuta ulaşmış
olması, sivil toplum örgütlerinin çalışma koşullarını
iyileştirme yönündeki çabaları ve tasarruf sahiplerinin yatırım
kararı verirken kar kadar, aday işletmelerin sosyal
sorumluluklarına uygun faaliyet gösterip göstermediklerini de
dikkate almaya başlamaları olarak sayılabilir.
Gelişmekte Olan Ülkelerdeki Kötü Çalışma Koşulları
Az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki çalışma
koşullarının kötülüğü, insan hakları
konusunda duyarlı gelişmiş ülkelerin bazı adımlar
atmasını zorunlu hale getirmiş ve SA 8000, bu zorunluluğun
sonucunda ortaya çıkmıştır.
Sivil Toplum Örgütlerinin Çabaları
Son yıllarda sivil toplum örgütleri dünya genelinde insan
haklarına aykırı uygulamaların dile getirilmesinde ve
önleyici girişimlerin başlatılmasında aktif bir rol
oynamışlardır. Bu, gelişmiş ülkeler başta
olmak üzere dünya genelinde kötü çalışma koşullarına
karşı bilinçli bir tepkinin başladığını
göstermektedir.
SA 8000’in oluşumunda toplam kalite yönetimi çalışmalarının
da önemli bir katkısı olmuştur. ISO 9000 Kalite Yönetim
Sistemi, ISO 14000 Çevre Yönetim Sistemleri standartlarını
harekete geçirmiş ve son olarak da SA 8000 Sosyal Sorumluluk
Standardı gündeme gelmiştir. TKY çabaları, “iç müşteri
(işgören) memnuniyeti”nin sağlanmasında kullanılabilecek
etkin bir araç olan SA 8000’in doğuşunda etkili olduğu
gibi, yayılıp benimsenmesinde de etkili olacaktır.
Belgelendirme süreci aşamaları :
- Planlama Aşaması: Yönetim sistemleri denetimi konusunda
bilgili, deneyimli ve üst yönetimin desteğine sahip bir yönetici,
belgelendirilme süreci için görevlendirilmelidir. Bu konuda danışman
şirketlerden de yararlanılabilir.
- Uygulama Aşaması: Bu aşamada tutulacak kayıtlar
SA 8000’e uyulduğunu kanıtlamak bakımından önemlidir.
- Kontrol Aşaması: Kesin başvuru öncesi bir ön-denetim
yararlı olabilir. Ön denetimin belgelendirme açısından
olumsuz bir etkisi yoktur. Koşulların yerine getirildiğine
inanılıyorsa, doğrudan gerçek denetim için de başvurulabilir.
Denetimler sonucunda bir eksiklik görülmüşse, düzeltme
istenecektir.
- Periyodik Kontrol Aşaması: Belgeler 3 yıl için geçerli
olup, standarda uyulup uyulmadığı belli aralıklarla
kontrol edilmektedir. Bu tür kontrollerle, sistemin sürekli geliştirilmesi
ve işletmelerin standarda uyma konusunda mükemmelleşmeleri
hedeflenmektedir.
Alınması için yasal bir zorunluluğun bulunmadığı
SA 8000, denetimler sonucunda gerekli koşulları sağladığını
ispatlayan her türlü işletmeye verilebilmektedir. Belgelendirme,
bir işletmenin ürünlerinin
SA 8000 standardına uygun koşullarda üretildiğini kanıtladığından
alış-verişlerinde bu işletmeleri tercih eden müşteriler,
insan haklarına yaptıkları bu anlamlı katkıdan
dolayı, gönül rahatlığı ve huzur duyacaklardır.
Sa 8000 Kapsaminda Türkiye’deki Durum
Kronik enflasyonun da etkisiyle çalışan kesim, özellikle de
işçi ve memurlar, insan onur ve gururuna yakışır bir
ücret alamamaktadırlar. “Sosyal Devlet” kavramı yeterince
yerleşmediği için, sosyal güvenlik sistemi “sağlık”
gibi en temel ihtiyaçlara dahi cevap veremeyecek bir durum söz
konusudur.
Küçük çocuk çalıştırmada, Kenya, Bangladeş ve
Haiti’den sonra 4. sırada yer alan Türkiye; Cezayir, Mısır,
Hindistan, Endonezya, Bolivya, Guatemala, Nikaragua, Malezya, Filipinler,
Pakistan gibi ülkelerden bile kötü durumdadır (Tokay vd., 1999: 13
Sonuç Ve Öneriler
Uzmanlar, dünya giyecek üretiminin %40’ını tüketen ABD
ve Avrupa’nın, SA 8000 gibi standartlara destek vermesinin dünyadaki
çalışma koşullarını iyileştireceğini
tahmin etmektedirler. Bu yönde önemli bir adım, Amerikan pazarının
beşte birine sahip olan Toys ‘R’ Us tarafından atılmıştır.
Toys ‘R’ Us, 5000 kadar tedarikçisinden SA 8000 Standardı’nı
almalarını istemiştir.
SA 8000, insan kaynaklarına yapılan ve bir süre sonra yüksek
verimlilik ve moral olarak işletmeye geri dönecek olan bir “yatırım”
olarak değerlendirilebilir. SA 8000, iyileşen çalışma
koşullarıyla birlikte işgören verimliliğini, ürün
ve hizmet kalitesini, müşteri memnuniyetini ve işletmenin
toplumdaki saygınlığını arttıracak önemli
bir rekabet üstünlüğü ve insan haklarına daha saygılı
bir iş dünyasının oluşturulmasına yapılacak
anlamlı bir katkı olarak değerlendirilmelidir.
Dünyadaki ve ülkemizdeki uygulamalara bakıldığında
iş yasalarının ve Uluslararası Çalışma Örgütü’nün
(ILO) düzenlemelerinin az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki
çalışma koşullarının iyileştirilmesinde
yeterince etkili olamadığı görülmektedir.
SA 8000 Standardı’nın ülkemizde kabul edilip yaygınlaştırılmasında,
işgören sendikalarının yanı sıra, tüketici
derneklerine, meslek örgütlerine, ticaret ve sanayi odalarına,
medyaya ve ülkemizin saygın işletmelerine büyük görevler düşmektedir.
KAYNAKLAR
Aydemir,Muzaffer, Sosyal Sorumluluk 8000 Standardı, Dokuz Eylül
Ü. Sos. Bil. Ens. Dergisi Cilt 1, S.:3, 1999 s.1-11.
Aslantepe, Gülay, “Kesimlerin Aktif Ve İstekli Katılımları,
Ilo-Ipec Programı’nın Türkiye’deki Başarısına
Önemli Katkıda Bulunmuştur”, İşveren, Tisk, Cilt:
Xxxvii, Sayı: 7, Nisan 1999.
Baştaymaz, Tahir, “Günümüzde Geleceğimizi Karartan Bir
Problem: Çalışan Çocuklar”, Mercek, Mess, Ekim 1998.
Berberoğlu, Enis, "Küresel Ekonomiye Seattle Duvarı",
Hürriyet, 12 Temmuz 1999.
Çalişma Ve Sosyal Güvenlik Bakanliği, “Çalışma
Hayatı İstatistikleri”, Yayın No: 24, Ankara, Haziran
1999.
Çolak, Ömer Faruk, “Çocuk İşgücü Ve Eğitim”,
İşveren, Tisk, Cilt: Xxxvii, Sayı: 7, Nisan 1999.
Çongar, Yasemin, “Binyıl Raund’unun Eşiğinde...”,
Milliyet, 6 Aralık 1999.
Filiz,Atilla SA 8000 Standardı, Eğitim Semineri Notu, Müdsem
e-dönüşüm Projesi Maltepe Üniv. Haz.2005
İnan, Atilla, “İstihdama Kabulde Asgari Yaşa İlişkin
138 Sayılı Ilo Sözleşmesi Ve İç Hukukumuz”,
İşveren, Tisk, Cilt: Xxxvi, Sayı: 11, Ağustos 1998.
Tokay, Murat Ve Ercan, Ramazan, “Aferin Bize (!)”, Zaman, 7 Ekim
1999.
Odaman, Serkan, "Çalışma Hayatında İstikrar
İçinde Emeğin Korunmasında Hukuki Güvencelerin Rolü”,
Manisa Barosu Dergisi, Yıl:18
|