Şirketler müşterilerin artan ihtiyaçlarına karşılık
verebilmek ve ayni zamanda düşük maliyetlerde çalışabilmek için üçüncü
parti sağlayıcılardan yararlanmayı seçtiğini daha önceki yazımızda
belirtmiştik. Bu sağlayıcıların firmalara sağladığı bu avantaj nedeniyle
günümüzde birçok firma lojistik aktivitelerini outsource etme
eğilimindedir.
Ancak; pratikte 3PL uygulamaları arz zinciri boyunca
gerçekleşen operasyonları ve arz zinciri entegrasyonunu stratejik olarak
desteklemekten uzaktır. Çoğu üçüncü parti operatörü yalnızca taşımacılık
ve depolamaya konsantre olmuştur bu ise müşterilerin entegre çözüm
isteklerini karşılamaktan uzaktır. Günümüzde organizasyonların kapsamlı
gereksinimlerini karşılayabilmek için müşterilerinin özgül isteklerini de
içeren kapsamlı arz zinciri yönetimi çözümlerine ihtiyaç duymaktadır.
Bu eksikliği gidermek için arz zinciri dış kaynak
kullanımında tedarikçiler ve firmalar arasında yeni bir ilişkiyi içeren
yeni bir kavram ortaya çıkmıştır. “Dördüncü Parti Lojistik.”. Dördüncü
parti lojistik kavramı göreceli olarak yeni olsa da içeriği eski
sayılabilir.
4PL kavramı ve içeriği ilk olarak Accenture firması
tarafından tanımlanmış olup hala ticari markasını elinde bulundurmaktadır.
Bu nedenle konu hakkında çalışan diğer lojistik firmaları “Lider Lojistik
Sağlayıcı” ( Lead Logistics Provider-LLP) kavramını kullanmayı tercih
etmektedir.
Gerçekte dördüncü parti lojistik sağlayıcı, sahip olduğu
teknoloji, kaynaklar ve yetenekleriyle kapsamlı bir arz zinciri çözümleri
sunan bir arz zinciri entegratorudur. 4PL organizasyonlara arz zinciri
çözümlerini değerlendirir, dizayn eder, oluşturur ve işletmesini
sağlayarak kendi uzmanlık alanında hizmet sağlamış olur. 4PL
uygulayıcılarının başarısının temelinde, müşterilerine “best of breed”
yaklaşımına uygun hizmetler sunabilmeleri yatmaktadır. 4PL yaklaşımı arz
zinciri yönetiminde bir devrim niteliği taşımaktadır.
Geleneksel olarak üçüncü parti lojistik tedarikçileri
uygulama ve yürütme gibi operasyonel konularda odaklanırken, arz zinciri
yöneticileri ve danışmanları ise yeniden değerlendirme ve dönüştürme gibi
stratejik ve teknolojik destekli arz zinciri çözümleri üzerinde
odaklanırlar.
4PL yaklaşımının günümüzde popüler olan dış kaynak
kullanımından farkları; bütüncül arz zinciri çözümleri sunması ve tüm arz
zincirini etkileyecek bir değer yaratabilmesidir.
Bütüncül bir 4PL arz zinciri çözümü 4 farklı fazı içerir:
Yeniden keşfetme,
Dönüştürme,
Uygulama,
Yürütme.
4PL çözümlerinin en yüksek seviyesi yeniden keşfetme
aşamasıdır. Birbirinden bağımsız partnerler arasında işbirliği sağlanması
yoluyla arz zinciri planlama ve yürütme aktivitelerinin senkronizasyonu,
elde edilebilecek kazanımların kaynağını oluşturur. Bu aşamada 4PL
uygulayıcı, yönetsel bilgi ve yeteneklerini kullanarak; arz zincirinin
yeniden düzenlenmesini ve katılımcıları da içerecek şekilde entegre
edilmesini sağlayarak iş stratejilerinin arz zinciri stratejilerine
dönüşmesini sağlar.
4PL çözümlerinin bir sonraki fazı dönüştürme aşamasıdır.
Dönüştürme aşamasında, satış ve operasyon planlama, dağıtım yönetimi,
satınalma stratejileri, müşteri destek ve arz zinciri teknolojileri gibi
özgül arz zinciri fonksiyonları üzerinde odaklanılarak arz zinciri
aktivite ve proseslerinin müşterileriyle entegre edilebilmesini sağlanır.
Üçüncü faz olan uygulama aşamasında iş süreci ayarlamaları
müşteriler ve servis sağlayıcılar ile firma arasında sistem entegrasyonu
ve 4PL dağıtım takımlarında operasyon dönüşümünü de kapsayan fikir
gruplarından oluşur. Uygulama aşamasında “insan” kritik başarı faktörünü
oluşturur. İyi dizayn edilmiş stratejilerin ve iş proseslerinin etkin
uygulanmaması danışmanlık çözümlerinin başarısızlığını ve proje sonuçları
beklentileri karşılayamaması sonucunu doğurabilir.
Dördüncü ve final aşamasını yürütme fazı oluşturur. Bu
aşamada 4PL sağlayıcı taşıma yönetimi ve depolama operasyonlarının
ötesinde farklı arz zinciri fonksiyonlarının sorumluluğunu almaktadır. Bir
organizasyon arz zinciri aktivitelerinin tamamını bir 4PL sağlayıcıya
outsource edebilir, bununla beraber 4PL çözümleri arz zinciri
fonksiyonlarının sadece bir alt kümesini oluşturur.
Başarı sağlayabilmek için 4PL uygulayıcıları; 3PL
sağlayıcıları, IT sağlayıcıları, call center gibi farklı servis hizmeti
sağlayan tedarikçilerin uygulamalarını bünyesinde barındırması
gerekmektedir. Bu sayede 4PL uygulaması, firmalara farklı servis
sağlayıcıları ile çalışma yapma zorluğu yerine tek bir arayüz sağlamış
olur.
Geleneksel yaklaşımlar yalnızca operasyon maliyetleri
azaltma ve aktif transferi üzerinde odaklanırken, 4PL yaklaşımı gelir
artışı, operasyon maliyetleri azaltma, çalışma sermayesi azaltma ve sabit
değer azaltma gibi faydalar sağlamaktadır.
Gelir artışının temeli ürün kalite ve uygunluğu ile müşteri
hizmetlerinde sağlanacak gelişmelerdir. Özellikle 4PL sağlayıcının, taşıma
yada nakliye işlevlerinin ötesinde tüm arz zincirine odaklanmasıyla
müşteri hizmetlerinde önemli ölçüde gelişme sağlanabilir.
Arz Zinciri operasyonlarının senkronize bir şekilde
yönetilmesi operasyonel maliyetlerde azalma sağlar.
Sistemde zamanında teslimatların artması ve doğru planlama
sonucunda sistemdeki stok seviyelerinin azalması firmaların çalışma
sermayelerinde azalma sağlamaktadır.
Ayni şekilde 4PL’nin lojistik hizmet sağlayıcının sahip
olduğu sabit aktifler şirketlerin aktiflerinde azalma yaratılmasını
sağlayabilir. Bunun sonucunda firmalar araştırma geliştirme, ürün
geliştirme, satış, pazarlama gibi temel aktivitelerine daha fazla kaynak
aktarma fırsatını bulurlar.
Bir 4PL sağlayıcının bu ölçüde önemli çözümleri etkin
olarak sunabilmesi için bazı kritik yetenek ve bilgilere sahip olması
gereklidir. Bir 4PL’yi değerlendirmek için gerekli kriterler şu şekilde
sıralanabilir:
Arz zinciri entegrasyon teknolojilerinde ve outsource
imkanlarında etkili olmalı.
Global kaynaklara erişebilme yeteneğine sahip olmalı.
Arz zinciri stratejisi, proseslerin yeniden dizaynı,
teknolojik entegrasyon ve yönetim alanlarında etkin olmalı.
Bünyesinde iş süreçleri yönetimi ve outsourcing
konularında tecrübeli arz zinciri profesyonelleri barındırmalı.
Çok sayıda ve farklı alanlarda bulunan servis
sağlayıcıları yönetebilme ve organize edebilme yeteneğine sahip bulunmalı.
Organizasyonel değişim gereksinimlerini
karşılayabilmelidir.
Dördüncü parti lojistik kavramı; üçüncü parti lojistik
pazarına bilgiişlem, danışmanlık ve finansal servis firmalarının da
girmesini sağlamıştır. Bu firmalar üçüncü parti lojistik servis
sağlayıcılar ile işbirlikleri yapabilmektedir. Bu konuda dünyada çok fazla
sayıda örnek bulunmaktadır.
Ancak yukarıda belirtilem olumlu yönlerin dışında
uygulamada dördüncü parti lojistik sağlayıcılar ile çalışmak konusunda
firmalar çekingen davranabilimektedirler. Bunun temel nedenlerinden birisi
firmaların verilerin bu ölçüde paylaşmak istemekte gösterdikleri
isteksizlik gelmektedir. Firmaların tüm arz zincirine ait bilgi ve
verileri bu firmalar ile paylaşmaktki isteksizliği uygulamalarda yaşanılan
aksamaların en büyük nedenidir.
Bunun yanısıra özellikle perakendecilerin bu yaklaşıma
maliyet öncelikli görmeleri dördüncü parti lojistik firmaları için
zorluklara neden olmaktadır. Lojistik firmaları sadece nakliye ve
taşımacılık işlemlerinin dışına çıkarak maliyetleri azaltmak dışında değer
yaratmaya konsantre olmaları iki taraf açısından farklı bakış açıları
getirmektedir.
Dördüncü parti lojistik firmaları bu ölçüde müşteri
isteklerini karşılamak ve gerçek zamanlı arz zincirini yönetebilmek için
büyük bir IT yatırımı yapmak zorundadırlar. Bu nedenle dördüncü parti
servis sağlayıcılar müşterileri ile uzun vadeli kontratlar
gerçekleştirerek özellikle IT yatırımlarını amorti etmeye çalışmaktadır.
Sonuç olarak; dördüncü parti lojistik kavramı göreceli
olarak yeni sayılsa da firmalara arz zincirlerini yönetmek için etkin bir
yol önermektedir. Bu alanda yakın gelecekte daha hızlı gelişmeler ve daha
yaygın kullanım görülecektir.
*Fourth Party LogisticsTM is a Trademark of Accenture LLP.
|