www.biymed.com

sitesine taşındık.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 
   
 

Eğitmenlerimiz
Çözüm Ortaklarımız
Danışmanlarımız
Bizden Haberler

 

Ana Konular

İş Süreç Yönetimi 
Proje Yönetimi
 
Personel Yönetimi 
Kalite Yönetimi
 
CRM
 
ERP
Doküman Yönetimi
 
Download

EUREPGAP

Egitimler

7 Kasım 2005
İnsan Kaynakları Uzmanlık Programı (Ankara)

10 Kasım 2005
Kurumsal Performans Değerlendirme Atölye Çalışması

18 Kasım 2005
Depo Sistemleri ve Depo Yönetimi
(Bursa)

17-18 Kasım 2005
Balanced Scorecard ve Süreç Performans Yönetimi

19-20 Kasım 2005
Ms Project ile Proje Planlama ve Yönetimi

21 Kasım 2005
Diksiyon & Etkin Konuşma Programı

24 Kasım 2005
Depo Sistemleri ve Depo Yönetimi
(istanbul)

25-26 Kasım 2005
Süreç Yönetimi

29-30 Kasım 2005
Aktivite Bazlı Maliyetlendirme

Yazılım

ERP Yazılımları

MRP I/II

İş Süreç Yönetimi Yazılımları

Kalite Yönetimi Yazılımları

Müşteri İlişkileri Yönetimi (CRM)

İnsan Kaynakları Yönetimi

Üretim

Kalite Yönetimi Sistemi

ISO 9001:2000

HACCP

ISO 13485

ISO 14000

ISO / TS 16949

OHSAS 18001

Fırsatlar

Ücretsiz Danışmanlık
(Yeni)

ERP Yazılım Paketi

Ms Project ile Proje Planlama
(Eğitim)

Email Listemize Katılın

KÜÇÜK VE ORTA BOY İŞLETMELER İLE YATIRIMCILAR İÇİN

GÜNÜMÜZDE KREDİ VE RİSK YAKLAŞIMI

A.Baybars GÖĞEZ
ABG&RİSK YÖNETİM DANIŞMANLIĞI

abg2@tr.net

 

“Avrupa Birliğine (AB) uyum sürecinde gerçekleştirilen yapısal reformlar çerçevesinde …..” diye başlayan cümleleri son günlerde çok sık duymaya başladık.

 

Özellikle siyasi liderler, bakanlarımız ve yüksek rütbeli bürokratlarımız bu cümle ile konuşmaya başladığında ya meclisten geçen bir kanun, ya da meclise sevk edilmek üzere olan bir kanun tasarısı hakkında uzun açıklamalar dinliyoruz televizyonlarımızdan. İnsanın bazen kendi, kendine “biz bu günlere kadar nasıl idare etmişiz” diye sorası geliyor.

 

Kamuoyunca her haber ve uyum kanunu maalesef yeterince takip edilemiyor. Piyasa aktörleri içinde bankalar, odalar, resmi daireler ve özellikle ihracat yapan bazı kurum ve kuruluşları bir kenara koyarsak, küçük esnaf, çiftçiler, (işiyle gücüyle alacak, borç, çek, senet takibiyle başı dertte olan) sanayici, KOBİ ve üreticiler, belki de kendileri ile ilgili yenilikleri en son duyan ve istatistiklere göre de piyasanın % 90’ını temsil eden figüran aktörler olarak “milli mücadele tarihini” yeniden yazmaya çalışıyorlar.

 

Hala teşvik almayı, “Ben kredi kullanmam” diye reddederek, harcadığı parayı dönem sonunda karından indirip daha az vergi vermek yerine, çıkan yüksek vergi borcu yüzünden, iş ve yatırımını kaybedenlerden tutun da, tahsil edemediği bir alacağı yüzünden icra dairelerinde ve avukatların peşinde koşarken işini gücünü ihmal eden, hammadde alamadığı için siparişlerini yerine getiremeyen, bir makine daha alamayıp müşteri kaçıran, faks, internet, bilgisayar gibi teknolojik kolaylıkları param yok veya kim kullanacak, ben de anlamam diye erteleyen bir sürü aktör tanıyorum ben bu filmde.

 

Ekonomist, yönetim danışmanı, işletmeci v.b. tavırla kendilerine yaklaşıldığında ve neden leasing, faktoring, yatırım veya işletme kredisi kullanmıyorsun ? diye sorulunca, cevap genellikle hazırdır.

 

“Bankalar güneşli havada şemsiye uzatır, yağmurlu havada şemsiyeyi çeker” veya “benim teminat için gayrimenkulum yok ki” gibi yakınmalar duyarız. Bazen de haydi çok biliyorsan söyle de senin dediğini yapalım türü (Sanki danışmanın boyacı küpü vardır.) serzenişlerle karşılaşırız. 

 

Çarpık gelişmiş ekonomilerin ürünü olan yüksek enflasyona bağlı kredi faizleri ve reel faiz yükü ile dönemsel krizlerde uygulanan temerrüt faizleri ve kredi kapatma talepleri yüzünden çok canlar yanmıştır. Günümüzde artık tek haneli enflasyon, yükselen kapasite kullanım oranları ve gelişen ihracat kapasitesi, döviz fiyatlarında ki durağanlık, devletin borçlanma faizindeki düşük oranlar ile bankacılık sistemine getirilen disiplinler sanki yeni bir dönemin hazırlıklarına katılmak gerekliliğini düşündürüyor.

 

Biraz daha düzelme olsun diye beklemek de bir tercih olmakla birlikte, geç kalma riskini göze almak ne derece doğru olur iyi düşünmek gerek!

 

Bu arada girişimcilerimizin de kendi uyum yasalarını yürürlüğe koymaları gerekiyor. Artık işe ve yatırıma başlamadan önce sabah kalkıp “ben şirket kuracağım” veya ticari araç yerine “Mercedes alacağım” kararlarını alırken ciddi,ciddi düşünmeleri veya kendileri adına düşünecek birilerini bulmaları kaçınılmazdır. Eskiden olduğu gibi 10 milyarımız varsa 100 milyarlık yatırım yapmayalım ama en azından iyi ölçüp biçerek yatırımcı ruhumuzu da köreltmeyelim. AB’ye girelim mi, girmeyelim mi? IMF gidiyor acaba geri döner mi tartışmalarını bırakalım siyasetçiler yapsın. Bizim elimizde nur topu gibi reel ekonominin fırsatları var. Fırsatlar ülkesi Türkiye’yi görmek için neyi ve kimleri bekliyoruz?

 

“Ticaretin en önemli kuralı risk almak,işletmeciliğin kuralı da riski çok iyi ölçmek ve yönetmektir.”

 

 

Copyright ©2005 BiYMED