www.biymed.com

sitesine taşındık.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 
   
 

Eğitmenlerimiz
Çözüm Ortaklarımız
Danışmanlarımız
Bizden Haberler

 

Ana Konular

İş Süreç Yönetimi 
Proje Yönetimi
 
Personel Yönetimi 
Kalite Yönetimi
 
CRM
 
ERP
Doküman Yönetimi
 
Download

EUREPGAP

Egitimler

7 Kasım 2005
İnsan Kaynakları Uzmanlık Programı (Ankara)

10 Kasım 2005
Kurumsal Performans Değerlendirme Atölye Çalışması

18 Kasım 2005
Depo Sistemleri ve Depo Yönetimi
(Bursa)

17-18 Kasım 2005
Balanced Scorecard ve Süreç Performans Yönetimi

19-20 Kasım 2005
Ms Project ile Proje Planlama ve Yönetimi

21 Kasım 2005
Diksiyon & Etkin Konuşma Programı

24 Kasım 2005
Depo Sistemleri ve Depo Yönetimi
(istanbul)

25-26 Kasım 2005
Süreç Yönetimi

29-30 Kasım 2005
Aktivite Bazlı Maliyetlendirme

Yazılım

ERP Yazılımları

MRP I/II

İş Süreç Yönetimi Yazılımları

Kalite Yönetimi Yazılımları

Müşteri İlişkileri Yönetimi (CRM)

İnsan Kaynakları Yönetimi

Üretim

Kalite Yönetimi Sistemi

ISO 9001:2000

HACCP

ISO 13485

ISO 14000

ISO / TS 16949

OHSAS 18001

Fırsatlar

Ücretsiz Danışmanlık
(Yeni)

ERP Yazılım Paketi

Ms Project ile Proje Planlama
(Eğitim)

Email Listemize Katılın

Farkındamısınız ? Farklılaşmalıyız !...

Ertan BARUT
GlobalNET Global İnternet Teknolojileri San.veTic.Ltd.Şti.
ertanbarut@globalnet.com.tr

 

Bugüne Nasıl geldik, şimdi Nereye gidiyoruz, bundan sonra Ne yapacağız, Nasıl yapacağız ?

Bizi hedefe ulaştıracak bir yol haritamız var mı ?

Günümüzde artık bireyler, kurum ya da kuruluşlar olsun, herkes kendine bir yol haritası çizmekte ve bu harita ve beraberindeki iş planları ile işinin, şirketinin yönünü belirlemektedir.

Eğer bir yol haritanız yok ise bir an önceden kalemi, kağıdı elinize alıp, yazmaya çizmeye başlayın.

Peki yol haritasını çizerken öncelikle nelere dikkat etmeliyiz ?..

Bir kere her şeyden önce bireysel olarak veya şirket olarak önce geriye dönmeli, geçmişi dinlemeliyiz.

Geçmişte muhakkak yanlışlarımız kadar, doğrularımızı, başarısızlıklarımız kadar, başarılarımızı da görmeliyiz. Ayrıca bulunduğumuz noktaya da bakmalı ve gelinen noktanın irdelemesini ve muhakemesini yapmalıyız.

Şimdi ise ileriye dönük düşüncelerimizi, hedeflerimizi ve de planlarımızı ortaya koymanın ve de bunu bir haritaya yerleştirmenin zamanı geldi.

Peki artık kendimize şu soruları sormanın zamanı gelmedi mi ?

Bugüne kadarki süreçte iyi ya da kötü elde edilen sonuçları, işimizi, şirketimizi, kendimizi ve çalışanlarımızı değerlendirdiğimizde, diğer işlerle, şirketlerle ve çalışanlarla karşılaştırdığımızda bir fark koyabiliyormuyuz ve bunu görebiliyormuyuz ?

“ Eğer bir fark göremiyorsak sizce “farklılaşmanın” zamanı gelmedi mi ? “

Peki neden farklılaşmalıyız ve nasıl farklılaşabiliriz ?

Şöyle bir etrafınıza baktığınızda herkesi, her şeyi farklı olarak görürsünüz. Ancak öylesi var ki, farklılar arasında bile koyduğu fark ile kendini belli etmektedir. Şimdi bu farkın nasıl oluştuğuna geçmeden önce, kendiliğinden süregelen farklılaşma eğilimlerimize bir bakalım.

 

Bireyler Olarak Farklılaşıyoruz …

Bilgi ve becerilerimizi arttırıyor, Dünya görüşümüzü yeniliyor, ufkumuzu geliştiriyor, insana bakış açımızı değiştiriyoruz. Çocuklarımıza ve gençlere farklılaştığımızı belli ederek, onları günümüz koşullarına uygun olarak yetiştirmeye çalışıyoruz.

 

Şirketler Olarak Farklılaşıyoruz …

Şirketlerimiz birer birer dışa açılıyor, kalite standartlarını yükseltiyor, çalışanlarımızın refahına yönelik zeminleri oluşturuyor, onlara sahip çıkıyoruz.

 

Ülke Olarak Farklılaşıyoruz …

Ülkemiz her geçen gün farklılaşıyor. Demokrasiden tutun, insan haklarına, siyasi düzenden tutun da toplum refahına kadar, iş alanlarında, sporda v.s. her alanda farklılaşmaya çalışıyoruz.

 

Farklılaşmak mı yoksa farklı olmak mı ?

Elbette farklılaşma eğilimleri sürerken bir tarafta da fark koymak da önemlidir.

Yani süreç içerisinde beceriler, kabiliyetler, oluşan bilgi birikimleri ve bu bilgilerin paylaşımları genele yayılmakta ve süreç içerisinde normal bir eğilime dönüşmektedir.

İşte süreç içerisinde hiç bitmeyecek olan sadece bir ya da bir kaç kez değil, devamlı farklılaşmaktır. Yani önemli olan her aşamada yeniliklerle, değişimlerle ve ilavelerle fark katarak farklılaşma sürecini devam ettirmektir.

Bir çalışan bir süre önce elde ettiği beceri ve deneyimlerini günümüz koşullarına uygun bir hale getirme çabası içerisinde olmuyor, kendini geliştirmek için ek bir şeyler yapmıyor ise diğer çalışanlardan bir farkı yok demektir. 

Bir şirket bir süredir hep aynı yöntemlerle, aynı kişilerle, aynı hedeflerle işini sürdürüyor ise, piyasa araştırmaları yapmıyor, günümüz tekenoloji trendlerini takip etmiyor, değişen iş disiplinlerini incelemiyor ve her şeyden önce AR-GE’ye yatırım yapmıyorsa diğerlerinden farkı yok demektir.

Bir ülke yıllardır aynı siyasi ve politik unsurlar içerisinde kalıyor ve değişiklik için herhangi bir çaba sarfetmiyorsa, kısır döngü içerisinde kalıyorsa, farklılaşamıyor demektir.

Bir örnek verecek olursak ; yeni hükümet, hükümet programında,  BT Sektörüne yatırım yaparak ve bu alandaki girişimleri destekleyerek, kamuda BT kullanımını yaygınlaştırarak bir öncekilerin yapamadıklarını yaparak farklılaşmayı kendine hedeflerinden biri olarak koymuştur.

 

AB ile aramızdaki fark ?

AB, kurulduğundan bu yana farklılaşmak için ve Dünya üzerindeki güç dengelerini AB lehine çevirmek için özel çabalar sarfetme, sürekli bu hedefe yönelik yatırımlar AR-GE çalışmaları yapmakta ve bu hedefe ulaşmak için üye ülkeler ile birlikte yoğun olarak çalışmaktadır.

AB, zamanında bu farkı oluşturmayan Türkiye’nin önüne, bunu yakalaması için  devamlı koşullar ve şartlarını zorlaması için de önüne yeni yeni hedefler koymaktadır. Görünen o ki bu farkın kapanması zaman alacaktır ve Türkiye’de bu farkın bir türlü oluşmadığını düşünen Avrupa’lılar AB’nin gerisinde görünen bir ülkenin birliğe ters gelmesinden korkmakta ve bu nedenle işi devamlı yokuşa sürmektedirler.

 

Yabancı Şirketlerle aramızdaki fark ?

Yabancı şirketlere baktığınızda değişen trendleri takip ettiklerini, uyum sağlamak için sürekli reorganizasyon içerisinde bulunduklarını, iş konularını, ürünlerini devamlı gözden geçirdiklerini, rekabet analizleri, piyasa analizleri, Pazar araştırmaları yaptıklarını, danışmanlık aldıklarını, belli konulara, müşteri tiplerine ve de belli sektörlere odaklandıklarını, hedefledikleri alanlarda ve konularda ise sürekli uzmanlaştıklarını görmekteyiz.

Bir yabancı şirketin Türkiye’de bir şirketle ortaklık kurmak ya da evlilik yapmak istediğinde ise karşısında işinde ve müşteri kitlesinde bir fark yaratmış, farklı bir şirket aradıklarını rahatlıkla görebiliriz. 

 

Farkı arıyor ve görebiliyormuyuz ?

Herhangi bir departmana bir eleman veya yönetici almaya kalktığımızda bugüne kadar bu görevi yapmış olanlar yanında, bu kişinin getirdiği farkı ölçmeye ve anlamaya çalışırız.

Rakiplerimize baktığımızda bir kısmının farklılaşmaya çalıştığını, bir kısmının ise sürekli aynı seviyede çalışmalarını sürdürdüklerini görürüz. Bunları değerlendirmeye kalktığımızda ise farklılaşma içerisine girenlerin devamlı olarak gelişme ve büyüme içerisine girdiğini, diğerlerinin ise kriz dönemlerinde küçüldüğünü ve krizi atlatamadıklarını rahatlıkla görebiliriz.

Sadece rakiplerimiz değil, iş ortaklarımız, iş yaptığımız taşaronlarımızda farklılaşma eğilimleri içerisine girmiş durumdalar. Çünkü bizim onları seçmemiz için onların bir fark koymalarının şart olduğunu anlamış durumdalar. Ayrıca onlarında bizimle iş yapabilmeleri için bizimde farklı olmamız gerektiğini bize hissettirmekteler.

Ya müşterilerimiz, tabii ki onlarda farklılaşıyorlar. Her geçen gün bilinçleniyor, tecrübe sahibi oluyorlar. Bilgi hazinelerini geliştiriyor, ihtiyaçlarını önceden analiz edebiliyor, iş yapmayı düşündükleri firmaları seçerken daha dikkatli hareket ediyorlar. Yani bizi seçmeleri için bizdeki farklılıkları gözetmeye çalışıyorlar ve bunu bize hissettiriyorlar. 

 

Öyleyse topyekün farklılaşmalıyız. 

Sonuçta, önce farklılaşmayı bir yaşam biçimi olarak görmeli, sonra şirketimiz, ürünlerimiz, hizmetlerimiz, hedeflerimiz, yöneticilerimiz ve çalışanlarımız ile kendi içimizde farklılaşma sürecini başlatmalı, bu sürece iş ortaklarımızı ve taşaronlarımızı katmalı, hedef müşterilerimize ve sektörlere bu farkımızı ve farklılığımızı göstererek taşıyabilmeliyiz.

 

Öyleyse topyekün farklılaşmalaıyız. 

 

Saygılarımla,

  
Ertan BARUT  
GlobalNET Global İnternet Teknolojileri San.veTic.Ltd.Şti.
0532 4261266

ertanbarut@globalnet.com.tr

www.globalnet.com.tr
 

Copyright ©2005 BiYMED