www.biymed.com

sitesine taşındık.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 
   
 

Eğitmenlerimiz
Çözüm Ortaklarımız
Danışmanlarımız
Bizden Haberler

 

Ana Konular

İş Süreç Yönetimi 
Proje Yönetimi
 
Personel Yönetimi 
Kalite Yönetimi
 
CRM
 
ERP
Doküman Yönetimi
 
Download

EUREPGAP

Egitimler

7 Kasım 2005
İnsan Kaynakları Uzmanlık Programı (Ankara)

10 Kasım 2005
Kurumsal Performans Değerlendirme Atölye Çalışması

18 Kasım 2005
Depo Sistemleri ve Depo Yönetimi
(Bursa)

17-18 Kasım 2005
Balanced Scorecard ve Süreç Performans Yönetimi

19-20 Kasım 2005
Ms Project ile Proje Planlama ve Yönetimi

21 Kasım 2005
Diksiyon & Etkin Konuşma Programı

24 Kasım 2005
Depo Sistemleri ve Depo Yönetimi
(istanbul)

25-26 Kasım 2005
Süreç Yönetimi

29-30 Kasım 2005
Aktivite Bazlı Maliyetlendirme

Yazılım

ERP Yazılımları

MRP I/II

İş Süreç Yönetimi Yazılımları

Kalite Yönetimi Yazılımları

Müşteri İlişkileri Yönetimi (CRM)

İnsan Kaynakları Yönetimi

Üretim

Kalite Yönetimi Sistemi

ISO 9001:2000

HACCP

ISO 13485

ISO 14000

ISO / TS 16949

OHSAS 18001

Fırsatlar

Ücretsiz Danışmanlık
(Yeni)

ERP Yazılım Paketi

Ms Project ile Proje Planlama
(Eğitim)

Email Listemize Katılın

Beşinci Disiplin

Mehmet Ali CECELİ
maceceli@yahoo.com

 

"Eylemlerimiz gerçekliğimizi nasıl yaratır…. Ve bu gerçekliği nasıl değiştirebiliriz?

    Çok erken bir çağdan başlayarak sorunları parçalara ayırmaya, dünyayı bölümlemeye alıştırılırız. Görünüşte bu karmaşık ödevler ve konularla daha kolay baş edilmesini sağlar, ama bunun için gizli, anormal bir bedel öderiz. Eylemlerimizin sonuçlarını artık göremez oluruz; içimizdeki daha büyük bir bütüne bağlantı duygumuzu kayıp ederiz. Sonra "büyük resmi görme" çabasına girdiğimizde, zihnimizdeki parçaları tekrar bir araya getirmeye, tüm parçaları sıralayıp düzenlemeye çalışırız. Ama bu çaba boşunadır. Gerçek bir yansımayı görmek için kırık bir aynanın parçalarını yeniden bir araya getirmeye benzer. Öyle ki, bir süre sonra bütünü görmeye çalışmaktan hepten vazgeçeriz.

    Dünyanın birbirinden ayrı, birbirleriyle ilişkisi bulunmayan güçlerden yaratıldığı yolundaki yanılsamayı bırakabilirsek, o zaman "öğrenen organizasyonlar" kurabiliriz. Dünya kendi içinde daha birbiriyle bağlantılı hale geldiği ve iş dünyası içinde karmaşık ve dinamik özellikler ağır bastığı sürece, çalışma daha "öğrenmeci" olma durumundadır. Artık birinin tepeden "düşünüp bulması" ve organizasyonda geri kalan herkesin "büyük stratejist'in" emirlerini izliyor olması mümkün değildir. Gelecekte gerçekten diğerlerinin önüne geçecek organizasyonlar, kişilerin bir örgütün tüm seviyelerine öğrenme yükümlülük ve kapasitesini nasıl değerlendirebileceğini keşfedenler olacaktır. Öğrenen organizasyonlar kurmak için en belirgin neden belki de böylesi organizasyonların sahip olması gereken yetenekleri anlamaya yeni başlıyor olmamızdır. Öğrenen organizasyonları geleneksel otoriter "kontrol eden" organizasyonlardan ayıran temel fark belli disiplinlere hakim olunabilmesi olacaktır. "Öğrenen organizasyonun disiplinlerini" hayati kılan budur.

   ÖĞRENEN ORGANİZASYONUN DİSİPLİNLERİ

    Sistem düşüncesi: İş dünyası ve tüm öbür insan çabaları birer sistemdir. Onlar da görünmeyen birbiriyle ilişkili eylemler dokusuyla bağlıdır. Söz konusu eylemlerin birbiri üzerinde tam etki yaratması çoğu zaman yılları alır. Genelde sistemin tümü yerine anlık fotoğraflarla yargı vermeye çalıştığımızdan derin anlamı kaçırırız. Sistem düşüncesi bize tüm olay örgüsünü daha açık seçik görme olanağını verir ve bunları en etkili şekilde nasıl değiştirebileceğimizi görmekte yardımcı olur.

    Kişisel hakimiyet: Hakimiyet, insanlar veya eşyalar üzerinde hakimiyet kurma fikrini akla getirebilir. Hakimiyet özel bir beceri düzeyi anlamına da gelebilir.

    Kişisel ustalık, kişisel görme ufkumuzu sürekli olarak açıklık kazandırma ve onu derinleştirme, enerjilerimizi odaklandırma, sabrımızı geliştirme ve gerçeği objektif olarak görme disiplinidir. Bu, öğrenen organizasyonun bir temel taşı, manevi temelidir.

    Zihni Modeller: Bu modeller zihnimizde iyice yer etmiş, kökleşmiş varsayımlar, genellemeler,hatta resimler ve imgeler olarak dünyayı anlayışımızı ve eylemlerimizi etkilerler. Çoğu kez zihni modellerimizin veya bunların davranışlarımızın üzerindeki etkilerinin farkında olmayız.

    Zihni modellerle çalışma disiplini aynayı içe doğru çevirmekle başlar; dünya üzerine içsel resimlerimizi ortaya çıkarmayı, bunları yüzeye çıkarıp sıkı bir incelemeden geçirmeyi öğrenmek gerekiyor. Ayrıca sorgulama ile savunmayı dengeleyen "öğrenmeli" konuşma yapma yeteneği de önem taşımaktadır. Bu konuşmalardan insanlar kendi öz düşünüşlerini etkili bir şekilde sunar ve bu düşüncelerini başkalarının etkisine açarlar.

    Paylaşılan görme gücünün oluşturulması: Liderlik hakkında tek bir fikir organizasyonu binlerce yıl boyunca esinlenmişse, bu yaratmaya çabaladığımız gelecek hakkında paylaşılan bir resim oluşturma kapasitesidir. Organizasyonun tümü içinde derinden paylaşılan amaç, değer ve görev duyguları olmadan belli bir büyüklük ölçüsünü koruyabilmiş bir örgüt düşünebilmek gerçekten ihtimali düşük bir olasılıktır.

    Takım (ekip halinde öğrenme): Takım halinde öğrenme disiplini diyalogla başlar; bu bir takımın bireylerinin varsayımları askıya alıp gerçek bir "birlikte düşünme" eylemine girme kapasitesidir.

    Bir disiplin pratiğini yapmak ömür boyu öğrenen kişi olmaktır. "HİÇ BİR ZAMAN VARAMAZSINIZ" hayatınızı disiplinlere hakim olmaya çalışarak geçirirsiniz. Nasıl "ben aydınlanmış bir insanım" diyemezseniz, "biz öğrenmiş bir organizasyonuz da diyemezsiniz. Ne kadar çok öğrenir öğrenirseniz, o kadar çok bilinçsizliğinizin farkına varırsınız. Kısacası, bir şirket sürekli bir mükemmelliğe ulaşmış olma anlamında "mükemmel" olamaz, hep öğrenme disiplinlerini uygulama, iyiye veya kötüye gitme durumunda olacaktır.

    BEŞİNCİ DİSİPLİN

    Bu beş disiplinin bir arada gelişmesi hayati önem taşır. Yeni araçları birbirleriyle bütünleştirmek onların her birini ayrı, ayrı uygulamaktan çok daha zordur. Ama bu çabanın karşılığı çok büyük olacaktır .İşte bu nedenle sistem düşüncesi beşinci disiplindir. O disiplinleri birbirleriyle kaynaştıran, onları tutarlı bir teori ve pratik bütünü olarak birleştiren disiplindir.

    Sistem düşüncesi olmadan vizyon gelecek üzerine sevimli resimler çizmekle kalır, ama buradan oraya gidebilmek için hakim olunması gereken güçleri anlamamıza yardım etmez. Sistem düşüncesi öğrenen organizasyonun en ince yönünü anlaşılır kılar. Buna bireylerin kendilerini ve dünyalarını yeni kavrama yolu diyebiliriz. Bir öğrenen organizasyonun merkezinde bir zihniyet değişikliği yatar. Kendimizi dünyadan ayrı olarak görmekten dünya ile bağlantılı olarak görmeye, problemlerimizi dışarıdan bir başkasının veya başka bir şeyin yol açtığı problemler olarak görmekten kendi eylemlerimizin yaşadığımız problemleri nasıl yarattığını görmeye yönelen bir zihniyet değişikliğine geçeriz. Öğrenen organizasyon, insanların kendi gerçeklerini nasıl yaratacaklarını keşfettikleri bir yerdir. Nasıl değiştirebilecekleri de.

 


    MEHMET ALİ CECELİ KİMDİR?
    Yaklaşık 25 yıldır Türkiye'nin saygın şirketlerinde üst düzey yöneticilik, mentörlük,danışmanlık,eğitmenlik,koçluk (yaşam / kurumsal / yönetici ) yapmaktadır.
    E-mail : maceceli@yahoo.com
    

KAYNAK : BEŞİNCİ DİSİPLİN - Peter M.SENGE

 

Copyright ©2005 BiYMED