Envanter bir çok sanayi şirketinin hemen hemen en büyük aktifidir.
Bu kaynağın yönetimi, karlılığı doğrudan
etkiler. Bunun yanında yeterince yüksek olmayan envanter devir hızı,
rekabet ve azalan enflasyon dönemlerinde şirketleri zora sokabilir
ve beklenmedik zararlar verebilir.
Günümüzde çokca konuşulan , ERP, MRP, JIT felsefesi gibi
konularda başarılı olmak isteyen firmaların öncelikle
“envanter yönetimi” alanında ilerleme kaydetmiş olması
gereklidir. MRP- ERP ve JIT felsefesi stoklarla yakından ilgilenmiş
bunları yeterli miktarlara indirerek ya da sıfır yapmaya çalışarak
işletme kaynaklarının daha verimli yönetimi için önerilerde
bulunmuştur. Her düzeydeki yöneticiyi yakından ilgilendiren
Lojistik ve Stok yönetiminde amac üretim yönetiminde çalışanlara
ana üretim programları ile doğrudan ilgili olan lojistik, stok
ve depolama yöntemleri konusunda bilgiler ve öneriler sunmaktır.
Stokların daha etkin yönetimi ile şirket verimliliğinin
ve karlılığının artabileceği konusu. Hangi
sipariş yönteminin ne zaman kullanılacaği, parti büyüklükleri
ve güvenlik stoğunun hesaplanması, MRP yönteminin çalışma
biçimi, envanterde kayıt doğruluğu ve envanteri azaltmanın
ve dönüş hızının yeterliliği, verimlilik ve
karlılıkta önemli parametrelerdir. Envanter dönüş hızı
yeterince hızlı olmayınca hem “artan rekabet” hem de
“azalan enflasyon” şirketinize zarar verebilir. Envanterin daha hızlı
dönebilmesi ise sadece onu etkin yönettiğiniz zaman mümkün
olacaktır.
Envanterin yönetimi ekip işidir ve etkin yönetimi için
herkesin doğru bilgiler ile donatılması, ortak hedefleri ve
izlenecek yöntemleri iyi anlaması gerekir. Ekibin Takım Ruhunu
benimsemiş kişilerden oluşması başarıyı
destekler. Onların çağdaş yöntemlere daha hızlı
adapte olmaları sağlanmalıdır
Lojistik Kavramı
Bir işletmenin müşterisi için doğru ürünü; doğru
yer ve zamanda, uygun maliyet ve kalitede bulunduracağını
garanti etmesi lojistiğin temel felsefesidir. Ronald H. Ballou
lojistik kavramını “Müşteri ihtiyaçlarını karşılamak
amacıyla, hammaddelerin, işlenmekte olan parçaların, son
ürünlerin ve bunlara ilişkin bilgilerin, kaynaktan tüketileceği
noktaya kadar etkin ve ekonomik bir şekilde akışını
ve gerektiğinde depolanmasının planlanması, uygulanması
ve kontrol edilmesi sürecidir.” şeklinde tanımlamıştır.
Lojistik yönetici faaliyetleri; üretim, satınalma, fiziksel dağıtım,
pazarlama ile ilgili satış sonrası hizmet organizasyonu
gibi başlıklar altında toplanabilir.
- Üretimle ilgili olarak: Satış ihtiyacını
karşılayacak üretim düzeyi belirleme, İş
merkezleri içerisinde malzeme akışının
optimizasyonu, depolama alanlarının ve malzeme taşıma
sistemlerinin planlanması ve düzenlenmesi.
- Fiziksel dağıtımla ilgili olarak : Ulaştırma
hizmeti seçimi, giden ve gelen sevkiyat çizelgelenmesi, dağıtım
merkezleri faaliyet organizasyon ve planlaması.
- Satınalma ile ilgili olarak:
Satın alınanlar için tedarikçilerin seçimi, hammaddeler,
fiyat düzeyleri ve spesifikasyonlar, miktar ve düzey belirleme, işin
belirli bölümlerini gerçekleştirecek taşeronların seçimi.
- Satış sonrası hizmet faaliyetlerinin organizasyonunda
ise:
Satış tahmininin müşteri gerçek ihtiyaçlarına
uygunluğunun onaylanması, müşterinin teslim tarihlerine
uyan teslim çizelgeleri ve müşteri ihtiyaçlarına uyan ambalaj
gibi konular lojistik yöneticisi faaliyet alanı içindedir.
Tedarik Zinciri
Lojistik yönetimi ile özdeş olan Tedarik Zinciri
kavramını
Lee ve Billington : “Malzemelerin tedarik edilmesi, tedarik edilen
malzemelerin yarı mamul veya son ürünlere dönüştürülmesi
ve son ürünlerin müşterilere dağıtımı
fonksiyonlarını yerine getiren tedarikçiler, fabrikalar,
depolar, dağıtım merkezleri ve perakendeciler ağıdır”
şeklinde tanımlamıştır.
Stok Kavramı ve Amacı:
Bir üretim sisteminde üretilen ürüne dolaysız veya dolaylı
olarak katılan bütün fiziksel varlıklar ve ürünün kendisi
stok kavramı içindedir. Tedarik veya üretim yoluyla elde edilen,
kullanılmadan veya müşteriye arz edilmeden önce az veya çok
belirli bir süre bekletilen mal miktarına stok denilmektedir.
Sipariş üzerine çalışan küçük ölçekli işletmelerde
stok bulundurmaya pek fazla gerek olmaz. Zira sipariş alındıktan
sonra hammadde ya da malzemeler tedarik edilir ve ürün üretildiğinde
müşteriye derhal teslim edilir.
Üretim sistemi büyüdükçe, hele ürün çeşidi arttıkça
tedarik, talep ve ürüne ilişkin faktörlerdeki belirsizlik ve
aralarındaki ilişkinin karmaşıklığı
stok bulundurmayı zorunlu kılar.
Üretim ve satışların birbirine paralel gitmesi ve bunun
sürekliliği bazı durumlarda imkansızdır. Üretim sırasında
makina kapasitelerinin mümkün olan en yüksek düzeyde kullanılması.
İş yüklemenin düzgün yapılabilmesi ve hazırlık
maliyetlerinin düşürülmesi üretim hızının sabit
tutulması ile gerçekleşebilir. Bu durumda üretimin satışların
üstünde gitmesi halinde artan miktarın stoklanmasını,
aksi durumlarda da stoktan satış yapılmasını
gerektirir. İşte bu nedenledir ki lojistik, stok ve stok kontrol
işletmeler için gerekli ve önemli kavramlardır.
Stok bulundurulması, çeşitli maliyetlerin ortaya çıkmasına
sebep olur. Buna karşılık üretim hızının düzgün
yürütülmesi ve müşteri isteklerinin zamanında karşılanması
ile sağlanan müşteri memnuniyeti de önemli avantajlar sağlar.
Böyle olunca da stok yönetimi işletmelerin üretim politikalarında
önemli bir yer tutar. İşletme yöneticileri stoklama politikasını
işletme şartları ve olanaklarına, piyasa hareket ve koşullarına
göre uygun saptamak gibi hassas bir görev ve sorumluluk üstlenmiş
olmaktadırlar.
Stokları, hizmet ettiği ana amaçlar göz önüne alınarak
-
Talep dalgalanmalarını karşılamak amacı ile
oluşturulan stoklar,
-
Beklenmedik aşırı talebi karşılamaya yönelik
stoklar,
-
Sipariş ve elde bulundurma maliyetleri toplamını
minimum yapan ekonomik sipariş miktarı stokları,
-
Üretim kaynağı ile tüketici arasında taşınan
miktarı karşılamak amacına yönelik oluşturulan
dağıtım stokları şeklinde sınıflandırmak
mümkündür. Bunlardan başka mamulün değerini, tedarik süresini,
tüketim hızını vb. kriterleri temel alan başka sınıflandırmalar
da yapılabilir.
Stokların Fonksiyonlarına Göre:
a) Aktif stoklar : Belirli devrelerde sipariş edilen ve mevcut
talebi o devrede karşılamak için elde bulundurulan stoklardır.
Diğer bir deyişle aktif stok iki sipariş arasındaki sürede
ortalama talebi karşılamak için bulundurulan stoklardır.
b)Emniyet stokları
Emniyet stoklarını gerektiren durumlar üç nedene dayanır.
-
Tahmin edilen ortalama mal tüketim seviyesi, gerçekleşen
seviyenin altında kalabilir.
-
Malın tedarik edildiği kuruluşun yaşayacağı
problemler nedeniyle taahhüdünü yerine getirmemesi,
-
Diğer etkenler nedeniyle mal tedarikinde karşılaşılabilecek
güçlükler (Örneğin:İklim şartları, yasal
şartlarda değişiklik vb.)
Bu üç neden ayrı ayrı veya bunların hepsinin bir arada
olabileceği durumlarda kayıpları önlemek yada en aza
indirmek için bir emniyet stokunun elde bulundurulması gerekir.
Emniyet stoklarını zorunlu kılan nedenleri miktar ve süre
kestirmelerinde meydana gelen sapmalardır diye kısaca özetleyebiliriz.
Stokların İşletme Ekonomisindeki Önemi
Modern üretim sistemlerinde stoklar her kademedeki yöneticiyi yakından
ilgilendirir.
Yanlış stok politikaları seçilmesi ya da uygulama
hataları pek çok işletmeyi zora sürüklemiştir. Bazen büyük
nakit sıkıntısı içinde olduğu belirtilen bir işletmede,
imalat departmanları arasına dağılmış halde,
nakit ihtiyacını rahat rahat karşılayacak miktarda lüzumsuz
yarımamul ya da malzeme stokları bulunduğu. Bazı işletmelerde
de yeterli hammadde stoku olduğu bildirildiği halde birkaç önemsiz
parça yüzünden tüm imalatın aksaması gibi durumların yaşandığı
da bir gerçektir.
Her işletme problemlerinde olduğu gibi stok yönetiminde de
olumlu ve olumsuz yönde değişen maliyet unsurları arasında
bir denge kurulmasına çalışılır.
Stok faaliyetinin etkilendiği maliyet unsurlarıni sipariş
büyüdükçe yapılacak iskontolar, hazırlık maliyetleri,
satıcı firma araştırmaları, kabul muayeneleri
gibi faaliyetler, üretimin programlaması, iş emirleri düzenlemesi,
kalıp, aparat değişimi v.b.gibi işlemler stok yönetimini
etkileyen maliyet unsurlarıdır. Bunlardan bazıları
kolayca ölçülebilir. Ancak stok bulundurmamaktan kaynaklanan kaçırılan
siparişlerin veya fırsat maliyetlerinin hesaplanması pek de
kolay değildir.
Müşterinin kaçırılması maliyeti
:
Elde bulundurmama maliyeti olarak da adlandırılan bu maliyet
unsurunda . İsteği karşılanamayan müşteri, başka
firmaya giderse orada kalabilir ve bir kez geri çevrilen bir müşteri
kaybedilmiş olabilir. Belirli bir anda ölçülmesi çok güç olan
bu maliyet, uzun vadede satış trendleri ve ya Pazar payının
değişimi incelenerek saptanır. Müşteriyi kaçırmanın
çok önem taşıdığı hallerde maliyetine bakılmaksızın
stok bulundurma yolu tercih edilir.
-
Yıpranma ve eskime maliyeti: Ürünün raf ömrü maksimum stok
miktarını sınırlar. Diğer yandan moda ve
teknolojik gelişmeler stokdaki ürünün değerini düşürebilir.Bu
durumdaki değer kayıplarının önceden
kestirilebilmesi ve bunun maliyetinin hesabı pek de kolay
olmamaktadır.
-
Faiz masrafları : Stokta bulunan her değer bağlanan
para anlamına geleceğinden buna ödenecek faizin yükünü
de düşünmek gerekir. Stoklara bağlanan para işletmenin
hareket serbestliğini kısıtlar.
-
Depolama maliyeti: Stoklama yerleri açık veya kapalı
alanlar işletmenin kendi malı da olsa bir maliyet sözkonusu
olacaktır.
-
Taşıma maliyetleri : Stok miktarlarının artması
ile olumlu yada olumsuz yönde değişebilir. Örneğin taşıma
kapasitesinin altındaki alımlarda taşıma masrafı
daha az bir miktara bölüneceğinden birim taşıma
maliyeti artacaktır. Keza sıkışık bir depoda
çalışan araçlar normal kapasitesinde çalışamayacağından
kayıplar ve maliyet artışları oluşur.
-
Fiyat değişikleri : Fiyatların hızla değiştiği
enflasyonist ve spekülatif ortamlarda büyük önem taşır.
Dış ülkelerden ithal edilen temel hammaddelerin dünya
fiyatlarındaki oynamaları dikkatle izlenerek stok kararları
oluşturulur. İşletmenin finansal gücünü zayıflatacak
fiyat dalgalanmaları riski karşısında stok
politikasından mümkün olduğunca kaçınmak sağlıklı
bir işletme ekonomisi için zorunlu sayılmalıdır.
Tedarik , Sevkiyat, Depolama
Tedarik ünitesi:
Satıcıları bulmak, bunların
kapasiteleri, satış ve kredi şartları , piyasadaki
prestijleri, dağıtım şekilleri hakkında bilgi
toplamak. En düşük maliyetle olabilecek en iyi kaliteyi satın
almak. Alınan malın işletmeye zamanında teslimini sağlamak.
Teslimatta olası gecikmelerde alternatiflere sahip olmak ve işletmeyi
bilgilendirmek.
Teslim edilen mallarda kabul, muayene ve gerekli işlemleri yapılması.
Ambara giren mal kayıtları, satıcı firmalarla görüşme
ve pazarlıklar, piyasadaki fiyat hareketlerinin takip ve yakından
izlenmesi. Aşırı fiyat artışlarına karşı
yönetimi uyarmak ve bilgilendirmek gibi işlevleri üstlenmiştir.
Sevkiyat ise tedarike göre daha basit sayılabilir Zira görevlerin
büyük bir kısmı satış tarafından yürütülmektedir.
Sevkiyatın başlıca ve en önemli görevi istenilen miktar
mamulün müşteriye zamanında teslimini sağlamaktan
ibarettir.
Depolama:
Stokların saklanması ve korunması için
yeterli büyüklük ve nitelikte yerin sağlanması Lojistik ve
stok kontrolünde önde gelen şarttır. İstenilen parçanın
depoda derhal bulunması ihtiyaç yerine kolaylıkla taşınabilmesi
önemlidir.Kodlama, depo hacimlarının kısımlara ayrılması
ve koordinatlarına göre belirlenmesi, Kullanma sıklığına
göre kısımlara ayırma, sık kullanılan parçaların
taşıma mesafelerini kısa tutacak şekilde yerleşimler,
depo binası yapısı, zemin kalitesi, araçların kolay
hareket edebilmesi, yangın, güvenlik, basit fakat etkili kayıt
sistemleri v.b.gibi üzerinde dikkatle durulması gereken hususlardır.
Her işletme ; büyüklüğüne, tepe yönetimi politikalarına,
üretim tipine, mali olanaklarına ve daha birçok faktöre göre oluşturduğu
bir stok kontrol sistemi uygular. Bu sistemlerde kullanılan yöntemler
basit sayma veya gözle kontroldan, bilgisayarların desteğinde
karmaşık probabilistik modellere kadar değişen
niteliklerde olabilirler.
İşletmeler uygulayacağı stok kontrol yöntemini seçerken
sayılan çeşitli faktörler yanında haberleşme, kayıt
ve personele ilişkin imkanlarını da değerlendirmek
zorundadır.
Stok politikasında güdülen amaç, karı maksimize veya
maliyetleri minimize etmektir. Diğer bir deyişle kâr ve
maliyetleri optimize edecek bir stok politikası geliştirmektir.
Sipariş veya imal edilen mal stoklarının optimal seviyede
saptanması için bazı matematik modellere başvurulması
gerekir. Şirketin malzeme ihtiyaçlarını karşılarken
tercih edeceği modelleri kendi koşulları yanında çevre
koşulları da belirler. Sipariş büyüklüğünün
saptanmasında, Ekonomik Sipariş Modeli en yaygın olanıdır
ve stok yönetiminde sağlıklı karar alma adına yönetime
destek verir. Ne stok bulundurmamaktan dolayı satış kaybına
ne de aşırı stok bulundurarak kar kaybına uğramayacak
orta yolun bulunması için şu altın kural akıldan çıkartılmamalıdır:
Paranızı envantere dönüştürmeniz kolaydır, zor
olan onu tekrar paraya dönüştürmektir...
|